HOME PAGE <-HOME

CAUNOS CAUNOS

Akropol-KALE

Akropol - Kale :

Bir kalker kayalık kütlesi olan Akropolis'in denizden yüksekliği 152 m. dir. Güney, güneydoğu ve doğu yüzü bir kaya duvarı gibi diktir; kuzeybatı ve batı cephesi ise hayli sarptır. Tiyatro'nun doğusundaki yamaçtan ulaşılan patika, antik çağlarda da Akropolis'in tek çıkış yoludur. Patika, yukarıda bir terasa açılır. Terasın kuzeyini sınırlayan garnizon binası, güneyindeki kayalık yamaç içine açılmış sarnıç ile birlikte Orta Çağ Kalesidir. 15. yy başlarında (Rodos) St. Jean Şövalyelerince yapılmış olmalı. 1402 Ankara Savaşı'nda Timur'un ordularınca İzmir (Kadifekale)’deki kaleleri yıkılan şövalyeler Karya ve Likya kıyılarını seçmişlerdi. 16. yy başlarında da Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos'u almasıyla terkedilmiştir.

Akropolis'in antik çağlarda da imar edildiği ve kullanıldığına işaret eden kalıntılar, daha çok zirvenin altından başlayarak batıya doğru uzanan alandaki teraslardır:

Bugün siperliklerine kadar korunmuş olan Bizans Çağı teras duvarlarının üzerinde yüksekliği iri polygonal bloklarla örülmüş duvar kalıntıları; alt terasa girişi sağlayan kapının doğusunda ve biraz yukarıdaki sarnıç, daha eski dönemlerin izleridir. Tepedeki düzlüğün doğusunda, güney-kuzey doğrultusunda uzanan duvar kalıntısı ve hem güney ve hem de kuzey kenardaki blok yuvaları, zirvede 15x35 m. boyutunda bir açık hava tapınağının bulunduğuna işaret etmektedir; Gök kubbenin altında yapılan bir Basileus Kaunios Kültü.

ROCK TOMBS

NECROPOL :

Üzerinde bulunduğumuz Dalyan Nehri (Kalbis), antik Likya ve Karya Medeniyetlerinin arasında bir sınır sayılabilir. Anadolu’nun en eski (M.Ö.3000 lerden evvel) halkları olan bu iki toplumun arasında yer alan Caunos ne tamamen Karya ne de Likya idi, ama aslında her ikisi birdendi. Heredot’a göre Caunoslular Karya diline yakın bir dil (5 harf Caunos'a özgü) kullansa da kültürleri Likya’ya daha yakındı. Bu yakınlık Mezar mimarisinde kendini daha çok gösterir.Tarihçi Homeros Caunos’un kuruluşunu Yunan mitolojisine dayandırır. “ Buna göre efsanevî Miletos Kralı’nın nehir tanrıçası Meander'den olan kız-erkek ikiz çocuklarından Byblis erkek ikiz kardeşi Caunos’a aşık olur. Edebiyatta “Caunos Aşkı” ya da “Umutsuz Aşk ”olarak adlandırılan bu ensest duygular pek hoş karşılanmaz ve erkek kardeş ülkesini terk etmek zorunda kalarak bu yöreye gelir ve bu şehri kurar. Kendi adını da şehre verir. ” Oysa biliyoruz ki Karyalılar, Lelegler ve Likyalılar bölgenin yerli halkıydılar ve çok önceden beri burada yerleşik haldeydiler.

Karya Dili KARCA:

Kaunos kelimesinin Helencede bir anlamı yoktur. Likya’da Kaunos’un adı Ksibde, çevre kentlerdeki yazıtlarda ise Kbid olarak geçer. 1996 da Caunos’da Karca ve Grekçe bir stel bulundu ve Grekçenin yardımıyla Karca ve biraz farklı olan Kaunos dili de çözüldü. Dil çözülünce, Kaunosluların kentleri için "Kbid" adını kullandıkları da kesinlik kazandı.
Paralarında yer alan B ve K harflerinin ne anlama geldiği de ortaya çıktı.(Atalarının Tanrısı;Kaunios Basileus)

Kaunosluların dili ve Alfabeleri de Karcayla uyumlu olsa da 5 harfleri farklıydı.

Caunos’da kazılar Prof. Dr. Öğün’den sonra Prof. DR. Işık başkanlığında yapılmakta olup restorasyon işlerine başlanacağı bildirilmektedir. Kazılarda, çok sayıda anıt, yazıtlı blok, heykel ve heykel kaideleri, çeşitli sikke, amfora ve gözyaşı kapları, pişmiş toprak ya da taştan mücevherler, vazolar, şamdanlar, bazı figürler, seramikler vs. bulunmuştur.

Kronoloji ;

Karya ve Likya adından bahseden en eski kaynaklardan Hitit ve Mısır tabletlerinde, bu iki toplumu iki ayrı savaşta komşularının yanında görürüz; M.Ö. 13.yy (1274) Kadeş savaşında Mısırlılara karşı Hititlerin yanında, M.Ö. 12.yy (1184) Truva savaşında da Truva kralı Priamos’un yanında Atinalılara karşı Anadolu’yu kahramanca savunmuşlardır.

M.Ö.7.6.yy Batı Anadolu Lidya medeniyetinin hakimiyeti altındaydı. M.Ö.7.6.yy Batı Anadolu Lidya medeniyetinin hakimiyeti altındaydı. M.Ö.6.yy (546)Tüm Anadolu Harpagos komutasındaki Pers hakimiyetine girdi. Persler Karya ve Likya’nın iç işlerine karışmaksızın Satrap denilen valiler kanalıyla bölgeyi yönettiler.

M.Ö.4.yy (333) Büyük İskender’in Çanakkale’den Anadolu’ya girmesiyle Pers dönemi kapandı ve Hellenistik Dönem diye adlandırılan Roma öncesi bir devir başlamış oldu. M.Ö.3.yy ortalarına kadar bölge İskender’in Generalleri ve onların aileleri Yani Trakya’dan Antigon, Suriye’den Selevkos’lar, Mısır’dan Ptoleme’ler tarafından yönetildi.

M.Ö.2.yy (133) Bergama Krallığı’nın etkisindeyken, miras yoluyla Roma’nın eline geçti. Bu dönem M.S.3.yy dan sonra Roma’nın ikiye bölünmesine kadar sürdü. M.S.13.yy a kadar (1284) Bölge (Doğu Roma) Bizans hakimiyetinde kaldı.

1284’den 1920 lere kadar ise sırasıyla Anadolu Selçuklu Devleti, Menteşe Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu’nun elindeydi.

Nekropol kelimesi yunanca Nekros (Ölü) ve Polis (şehir) kelimelerinden türemiş olup Mabetler gibi kutsal alanlardı. Yaklaşılması, girilmesi ancak izinle olabilirdi. Nehir kıyısındaki Caunos Nekropolü’nde de muhteşem Kaya Mezarlarının her biri sert kayalara nakış gibi işlenmiştir.

Ölü tapınımında (Ölü ya da Cenaze Kültünde) Kaya kutsaldır ve Mihrab (Autel-Altar-Abside-Nich-Apse) kayanın derinliğine oyulmuş bir kapıdır. Özünde Anadoluluk olan Ana Tanrıçanın evi ise Kayanın kendisidir, Dağdır ve gücü simgeler. Kaya mezarları da dinsel bir düşünceden doğmuştur. Bu düşünce Tanrısal bir gücü kayanın gücünde resmetmek, yaşatmak, sergilemek amacı taşır. Yani kaya mezarları (kaya sunakları dahil) Anadolu’da yaşamış olan tüm eski uygarlıkların bıraktığı ortak mirasın izleridir.

Caunos nekropolünde üç çeşit mezar tipi görülür. Bütün grubun sol alt kesimlerinde görülen GÜVERCİN YUVASI tipi mezarlar ilk örneği oluşturmaktadır. Bunlar M.Ö.6.yy a tarihlenen ve Pers etkisinde yapılmış en eskileridir. Ölülerin fetüs şeklinde koyulduğu düşünülebilir.
İkinci tip mezarlar en sağdan ikinci ve en büyük örnekte olduğu gibi EV TİPİ mezarlardır. Bunlar Likya ahşap evlerinin profil benzetmeleri olup “Likya Ahşap Yapı Mimarisi”ni yansıtırlar. M.Ö.5. ve 4.yy’a tarihlenirler.
Üçüncü tip mezarlar ise ortada ve solda da görülen ve gene M.Ö.5.ve 4.yy a ait Mabet TÜRÜ mezarlardır. Bunlar bir Taç Kapı’ya sahip olup “in-antis” planlıdırlar. İyon başlıklı bir çift sütunla işlenmiş ön yüzleri (fasad) sayesinde heybetli bir görünüş kazanmışlardır. Bu bir çift kolonun hemen arkasında basit bir mezar odası bulunur.
Kaya mezarları üzerlerinde genelde günlük yaşamdan kesitler, bir av, şölen ya da veda partisi, savaş veya cenaze törenlerinden bir sahne de görülebilir ama burada sadece Mabet türü mezarlardan ortadakinin alınlığında yüz yüze bakan iki aslan kabartmasından başka rölyef görülmez.

Odaların içinde üç bir yanda ölülerin konulduğu taşdan "sedir-banketler" bulunur. Bu bazen tek ve özel bir banket olabilir. Ortaya ise ölünün hayatta kullandığı değerli eşyalar, buhurdanlıklar, gözyaşı şişeleri, getirilen hediyeler vs. konur.

(Ölü gömme geleneğinde; vücut kutsal bir yağ ile yağlanır, günlük yağı dahil güzel kokular sürülür, ölüye uzun ve beyaz bir giysi giydirilir, inanışa göre öbür dünyada karşıya geçiş ücreti verebilsin diye dudaklarının arasına bir para konur, sonra yemek daveti verilirdi…).

Mezar odası , kompartıman kapısı gibi her iki yöne itilebilen, gene aynı yerde oyulmuş taş bir kapakla kapatılarak kenarları eritilmiş kurşunla kaplanırdı. Mezar kapaklarından hiç biri günümüze ulaşamamıştır. Anadolu’da açıktaki tüm mezarlar yeni bir din ve yeni bir kültürün temsilcisi olan Bizans devrinde soyulmuş ve boşaltılmışlardır.

Mezarların inşaatında kaç kölenin ne kadar süre çalıştığı bilinmez ama kullanılan tekniğin nasıl olduğu tahmin edilebilir; Kayaların üzerinden kalın iplerle sarkıtılmış makara sistemli platformlar, günümüzdeki manuel asansörlerin yaptığı işi görüyor, bu sistem hem çalışanların inip çıkmasına, hem de cesetlerin mezar odalarına yerleştirilmesine olanak tanıyordu.

IztuzuBeach

İSTUZU PLAJI:

Tekne Turlarının son durağı olan, 5400m uzunluğundaki dünyaca ünlü İstuzu plajı Akdeniz ile Dalyan Nehri'nin birleştiği noktadadır. Yabancılar arasında Kaplumbağa Plajı (Turtle Beach) olarak anılır. Tamamen sit alanı olup sadece Wc,kabin ve duşlara sahip iki adet ahşap kafeterya yapımına izin verilmiştir.

Yaz boyunca geceleri, 20.00 ile 08.00 saatleri arasında Carettalar için ayrılmış olan Plaj her iki tarafından da yüzme imkânı sağlar. Nehir kısmında tuzluluk oranı daha düşüktür. Kumsalın ucunda nehir ve deniz bağlantısını sağlayan boğaz çok alçak ve akıntısı kuvvetlidir. Dalyan Plajı'na Tur haricinde dolmuş tekneleriyle gelinebilir

CARETTA CARETTA

CARETTA CARETTA :

Akdeniz kıyılarımızda 20 kadar kumsalımız Deniz kaplumbağaları için yumurtlama alanlarıdır. Yakın geçmişte nesilleri tükenme tehlikesi atlatan Carettaların, milyonlarca yıldır geldikleri bu kumsallar Doğal Koruma alanları sayılmış ve yapılanmaya kapalı tutulmuştur. Bu plajlarda Yaz sezonu boyunca yirmi yıldan beri çeşitli üniversitelerden öğrenci grupları, ulusal ve uluslar arası gönüllüler tarafından, uzman profesörler gözetiminde koruma çalışmaları yapılmaktadır. Bu sebepten Dalyan-İstuzu plajı da 20.30 – 08.30 saatleri arası girişe yasaklanmıştır.

Meksika körfezinde balıkçı ağlarına takılan bir carettanın sol kolunda takılmış markanın üzerindeki 48TR yazısı (48=Muğla-Dalyan, TR=Turkey), Deniz Kaplumbağalarının ne uzun bir yol kat ettiklerini anlamamıza yardımcı olur. Atlantik Okyanusu’nu aşarak her 2-3 yılda bir aynı sahile yumurtalarını bırakmaya gelirler. Bir anne yaz boyunca 6 defa yuva yapabilir. Yumurta sayısı toplam 400ü bulabilir.

(Genelde denize yüzleri dönük yuva açtıkları halde, önce denize dönük sonra karaya dönük yuva açtığı görülen bir kaplumbağanın saldırı ya da pervane kazası sonucu mu bilinmez ama arka ayaklarından birinin olmadığı görülmüş vakadır)

Yavru olgunlaşma süresi 55 günden önce olmaz 60 günü geçmez (8 hafta). Kumun yüzeyine çıkışları ise sıcaklığın ve tehlikenin en düşük olduğu andır ki hep gece görülür ve 1 hafta sürer. Bir haftalık çıkış süresi sonunda yuvada 4-5 adet döllenmemiş yumurta görülebilir.

Endonezya’da yapılan bir laboratuar çalışması, cinsiyet oluşumlarının sıcaklığa bağlı olduğunu ortaya koymuştur. Kuvöze (Incubator) konan yumurtalarda 27°C de hepsi erkek, 30°C de de dişiler oluşmuştur. Annenin mutlaka ısı kontrolü yaptığı düşünülen Doğal bir yuvada merkezî kısım kenarlardan daha sıcak olup 30°C nin altı ve üstü her iki cinsin oluşumuna meydan vermektedir. Bu yüzden ekipler artık yuva yer değişimi işlemini bırakmışlardır. Sadece bir düz ızgara tel ile yuvayı kapatıp izleri silmekle yetinmektedirler.

Görülüyor ki doğal yuvalardaki sıcaklık farklılığının korunup bozulmaması en az bölgenin korunması kadar önemlidir. Deniz kaplumbağalarının birçok düşmanı bulunur (İnsan, kedi-köpek, tilki, yengeç, balıklar, kuşlar vs). Besin zinciri içerisinde bu kadar çok yiyiciden kurtulacak 1-2 yavrunun, neslin devamı için yeterli olduğu uzmanlarca belirtilmiştir.

Ağırlıkları 70 ile 90 kg gelebilen ve boyları 150cm ye kadar ulaşabilen Carettalar yaklaşık 60 yıl yaşarlar. Erginleşmeleri ve İlk çıktıkları plaja yumurta bırakmaya dönmeleri için gerekli zaman 25 ile 30 yıldır.

Dişleri olmasa da çene kemikleri parmak kopartacak kadar çok güçlü olup en sevdiği yiyecek Dalyan’da bolca bulunan Mavi yengeçtir.

İztuzu Kumsalı'nın başında, 2009 yılında, Türkiye'nin ilk ve tek Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma, Tedavi, Rehabilitasyon Merkezi kurulmuştur.

Carettalar Kırmızıya kaçan renkleriyle,gene burada yaşayan, Uzun burun-siyah Nil Kaplumbağalarından ayrılır.

Nil Kaplumbağaları (Trionyx Triunguis)

Dalyan nehrinde ayrıca göç etmeyen (Uzun burun-siyah) Nil Kaplumbağaları bulunur. Trionyx Triunguis'ler tatlı suda yaşayan bir kaplumbağa türüdür. Güneşlenmek ya da yumurtlamak için karaya çıkabiliyor ve karada hareket hızları çok yüksek. Kabuk uzunluğu 1.20 metreyi bulan bu kaplumbağalar sini görünümündedir.Yumuşak bir kabuğa, üç tırnağa ve son derece kuvvetli ön yüzgece sahipler.

Dişleri olmayan Trionyx Triunguis'ler etoburdurlar ve çoğunlukla balık,solucan ve yengeç yiyorlar. Burunları kısa hortum gibi ve gözleri başın ön kısmındadır. Trionyx’ler gece aktiftirler, gündüzleri de nefes alırken veya güneşlenirken görebilirsiniz. Akciğer solunumu yapmalarına rağmen, deri ve solunum yolları özel bir yapıya sahip olduğundan 15 saat suyun altında kalabilirler.

BlueCrab

Mavi Yengeç – Calli-nectes (güzel yüzücü) sapidus (lezzetli):

Üretim: ABD Çin Vietnam. Dünya yengeç ithalinin %60 ı Japonya’ya yapılır.

Erkek – dişi – Jüvenil (genç ergen) halde bulunurlar. Üreme Yaz aylarında olup Temmuz en üst dönemidir. Yumurtlamadan 15 ay sonra ergin duruma gelmektedir(12-16 Ay). Gün boyu beslenme devam etse de ağırlık sabah ve gece karanlığındadır. Ortalama yaşam 2-4 yıldır.

Beş çift ayaktan ilk çift kıskaç ve savunma görevi, sonraki üç çift yürüme ve son çift de yüzme görevini görür (100 günde 500 Mil). Kaybedilen vücut organları tekrar yerine gelir. Kabukları değişim zamanı yumuşar ama 72 saatte eski sert halini alır. En küçük yengeçler her 3-5 günde bir kabuk değiştirir (dişiler toplam 18-20, erkekler 25 kez ) ve her seferinde %30 büyür.

Dişiler yılda 1 kez çiftleşir (kabuk değiştirirken).

Dalyan’a normal turların yanı sıra özel yengeç turları da düzenlenmektedir.

family grave

DALYAN KAPISI :

Türkçede "Dalyan" kelimesi “Büyük Balık Tuzağı” “Balıkçılık” “Balık Çiftliği” anlamlarına gelir. Dalyan’da bir balıkçılık kooperatifi kurulmuştur. Bölgede en çok Gri kefal olmak üzere, Levrek, Çupra ve Mırmır gibi balıklarla Mavi Yengeç bol miktarda vardır. Plaj kumuna yumurtlamak için sezon içinde birkaç defa Göl ile Deniz arasında göç halinde olan balıklar ( Gri Kefal, Levrek, Çupra ), nehrin bir noktasına kurulan geçişi engelleyecek bir bariyer sayesinde doğal toplama havuzlarına yönlendirilerek orada avlanırlar.

Ayrıca Kefal balığı yumurtaları da iyi bir gelir kaynağıdır.

Dalyan-Çamur

DALYAN ÇAMUR – KEL GİRME kaplıcası ;

Tektonik bir çöküntü levhası üzerindeki Köyceğiz Gölü'nün güney kıyılarında bulunan sıcak su kaplıcaları radyoaktif bileşikler bakımından zengin suyuyla önem taşır. Çamur banyolarının içindeki termal su, romatizmalar, kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçleme rahatsızlıkları tedavisinde yararlı oluyor. Bu sulardan Orta Kaplıca (Gelgirme-Kelgirme), 1990'lı yıllarda yeniden düzenlendi ve "Güzellik Çamuru" olarak ünlendi. Çamur banyosu, günümüzde eğlence kaynağı haline geldi. Burada 2 noktadan sıcak su çıkmaktadır. Bunlardan biri çamur banyosu halindedir. Saniyede 20 litre debisi olan diğer kaynak küçük bir termâl havuz halindedir. Çamura bulanan insanlar, canlı birer heykel haline geliyorlar ve birbirlerinin fotoğraflarını çekerek eğleniyorlar. Sürülen çamur, kuruyana kadar bekletiliyor. Kuruyan çamur, deriyi geriyor ve gözenekleri temizliyor. Duşlarda çamur temizlendikten sonra sıcak su havuzuna giriliyor.

Burada bir süre kalmanın yararlı olduğu söyleniyor. 39C’ sıcaklıkla çıkan bu kükürtlü sular, klörür, sodyum, hidrojensülfür, florür ve radyoaktif radon gazı içermektedir. Bu suların, başta metabolizma, sinir, romatizma, siyatik, kadın ve cilt hastalıkları olmak üzere pek çok derde deva olduğuna inanılıyor.

Suyu kükürtlü olmasına rağmen, havuzdan sonra bir kez daha duş alınmasa bile vücutta rahatsızlık verecek bir koku kalmaz. Çamur ve kaplıca banyosu yapan herkes, hafiflik ve rahatlama hisseder; gözeneklerdeki kir çamurla birlikte vücuttan atılmış, vücut ısısına yakın sıcaklıktaki çeşitli mineraller içeren kaplıca suyu da vücuda dinçlik kazandırmışdır.

ÇAMUR BANYOSU YAPAN ÜNLÜLER

Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın bile güzelliğini bu çamur banyosuna borçlu olduğu söylenir. Anadolu'nun tüm Akdeniz sahillerini gezdiği söylenen Kleopatra, Dalyan'a gelip çamur banyosuna girmiş midir bilemeyiz ama son yıllarda burayı pek çok ünlü ziyaret etmiştir. Bunlardan hatırlanabilenler şunladır:

İngiltere Kraliçesi Elizabeth'in kız kardeşi Prenses Margreth, Prenses Ann, Basın İmparatoru olarak bilinen Robert Maxwell, Suudi Arabistan (Kral Faht'ın yeğeni ve damadı) Genelkurmay başkanı Prens Halit Bin Abdullah, İspanya Prensi Felipe De Carlos ile eşi Prenses Alexia, Ürdün Prensi Hasan'ın eşi Sarvath ile kızları ve damadı,

Sinema; Dustin Hoffman, Jack Nicholson ve Huma Turner(Kill Bill),

Müzik; Sting ve David Bowie,

Başkanlar; Kanada eski cumhurbaşkanı Trudeau, İsmailiye mezhebi lideri Kerim Ağa Han, UEFA Başkanı Johansen, Meksikalı tekila kralı Antonio Simon Perez.

*** Rıza Çavuş Girmesi ile Delibey Girmesi, hala tarlaların arasında doğal halindedir. Yöre halkı daha çok Rıza Çavuş Girmesinden yararlanmaktadır.

LAKE

KÖYCEĞİZ GÖLÜ :

Antikçağdaki ismi KAUNİA olan Köyceğiz Gölü 52 km²'lik tatlı su gölüdür. Derinliği 20-60 metre arasında değişir. Güneyinde (İztuzu plajı'na kadar) nesli tükenmekte olan Nil Kaplumbağası bulunan Göl içerisinde dört adet irili ufaklı ada mevcuttur. Bir kanalla göl Akdeniz'e bağlanır. Denizle doğal bir kanal vasıtası ile birleşen bu tür göllere ayaklı göl adı verilir.

Dünyada bu tür göllerin sayısı Köyceğiz Gölü'yle beraber sadece yedi tanedir. Çok hafif tuzlu suya sahip olan göl hem alttan çıkan kaynaklardan hem de çevresindeki irili ufaklı nehirlerden beslenir. Fazla suyunu 10km. uzunluğundaki doğal bir kanalla (Dalyan) Akdeniz’e boşaltır. Önü alüvyonlarla tıkanmış eski bir körfezden türediği sanılmaktadır. Yumurta bırakmak için Göl ile Deniz arasında hareket eden Gri Kefal,Levrek,Çupra ve Mavi yengeçleri ile ünlüdür.

Tektonik bir çöküntü levhası üzerindeki Köyceğiz Gölü güney kıyıları ve Dalyan Kanalı boyunca sıcak su kaplıcaları bulunmaktadır. Sultaniye kaplıcası ve Dalyan'daki çamur banyosu radyoaktif bileşikler bakımından zengin suyuyla önem taşır. Çamur banyolarının içindeki termal su, romatizmalar, kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçleme rahatsızlıkları tedavisinde yararlı oluyor.Sultaniye kaplıcasında, sıcak kaplıca suyunun yanı sıra, içmek için soğuk bir kaynak da bulunmaktadır. Bu suyun da sindirim sistemi hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

SULTANIYE KAPLICASI

Mitolojide Tanrıça Leto'nun Zeus'tan doğan ikizleri: Apollo ile Artemis’dir. Tanrı Apollo'nun oğlu Miletos, başkenti Milet olan Karya Devleti'ni, Onun oğlu Kaunos da kız kardeşini’n kendisine aşık olması üzerine ülkesini terk ederek Dalyan'daki Kaunos'u kurmuş. Kaunos, daha o dönemde Sultaniye Kaplıcası'nın şifa verici özelliğini keşfetmiş ve burayı büyük annesi Leto'nun adını taşıyan kutsal alan ilan etmiş.

Sultaniye Kaplıcası'ndan tarihin bilinen her döneminde yararlanılmıştır. Burada Roma ve Bizans dönemlerinde ünlü bir hastane bulunduğunu ve kapısında "Buraya ölüm giremez" diye levha asıldığını biliyoruz.Tarihi kaynaklar, eteğinden kaplıca suları fışkıran, Ölemez Dağı'nın (960m ile bölgenin en yüksek noktası) adının da bu hastane levhasından kaynaklandığını yazmaktadır.

Ancak, bu hastanenin kalıntıları yavaş yavaş yok olmaktadır. Bir bölümü ise şimdiki kaplıcanın hemen önünde, Köyceğiz Gölü'nün sularının altındadır. Göldeki kalıntılar eskiden görülebiliyordu. Sonradan buraya turistleri çekmek için taşıma toprakla çamur banyosu kuruldu. Bu topraklar duş suyuyla göle akıyor ve su bulandığı için kalıntılar artık görülemiyor.

DALYAN

DALYAN MERKEZ***

Dalyan Turu Doğal güzellikler, Tekneler, Kum plajı, Karetta deniz kaplumbağaları, Mavi Yengeçler, Tarih, Antik Mezar, Termal Kaynak, Çamur Banyosu ile dolu dolu bir geziyi kapsar. Bunun sebebi Dalyan’ın ilginç bir yer olmasındandır. Deniz kıyısında olmamasına rağmen bir Plaja sahiptir. Akdeniz kıyısındaki, 5400m. uzunluğunda, genellikleteknelerle gidilen İztuzu plajı’na sahiptir. Göl kıyısında olmamasına rağmen kuzeydeki 54km karelik Köyceğiz Gölü’nün güney kısmı Dalyan'a aittir. Göl ile deniz arasında 1.38m yükseklik farkı vardır. Dalyan, gölün fazla sularını denize ulaştıran 14km uzunluğunda, 5-70m genişliğinde, 1-6m derinliğinde doğal bir kanal olan antik Kalbis nehrinin ortalarındadır. Hemen karşısında da bir Karya şehri olan Antik Caunos kentinin kalıntıları bulunur.

Bu ilginç tur ya İztuzu’nun tuzlu sularında plaj keyfiyle ya da Termal kaynaklarda çamur banyosuyla devam eder. Teknelere binilince yapılacak ilk iş Dalyan Fotostüdyosu’ndan bir profesyonel fotoğrafçıya güzel bir poz vermek daha sonra da öğle yemeği için sıcaklar listesine arzu ettiğiniz şiparişinizi yazdırmaktır.

P-Gymnasium

Kent Surları :

Kaunos'u karadan gelecek saldırılara karşı koruyan M.Ö. 5.yy öncesine ait Surlar, batıda antik limandan başlayıp, topoğrafik yapıya uyarak bazen keskin, bazen yumuşak dönüşler yaparak Balıklı Dağı'nın zirvesine kadar ulaşır. Anlaşılamayan ise binlerce yıl önce orada o surların hangi teknoloji kullanılarak yapıldığıdır. Yer yer genişliği 4 metreyi bulan surlar taşlar yontularak, birbirine geçirilerek harçsız olarak yapılmıştır. Surların yapıldığı bölge, çalışmanın zor olduğu sarp bir yerdir.

DALYAN CARPET

DALYAN HALICILIK

Dalyan'a 5 km kala Okçular köyünde bulunan DALYAN Halıcılık'da, elma çayı servisi eşliğinde, Turist gruplarına kendi dillerinde Türk Halı sanatı üzerine bir gösteri sunulur. Burada yabancı turistlere halı tezgahları, halıcılıkta kullanılan temel materyeller, kök boyanın hangi doğal maddelerden elde edildiği, Türk-İran düğüm farkı vs.hakkında bilgiler verilmesinin ardından El yapımı Türk Halılarının en güzel örnekleri gösterilir.
HOME TURKCE ENGLISH FRANCAIS DEUTSCH TLOS
Ephessus PAMUKKALE DALYAN LETOON XANTHOS PATARA TLOS FETHIYE Cappadocia Istanbul